25 Kasım 2012 Pazar

15 Nisan 2012 Pazar

Marlon Kemal basketbol antremanı

Kemal Ayşe Abla Koleji 2. sınıf öğrencisi
Basketbolu çok seviyor.
Gelecekle ilgili planlamalarla ilgili fikirlerinizi bekliyoruz.






Tasarım : gps87


29 Mart 2012 Perşembe

Dövmenin Dili (1 Nisan Pazar 20.05'te TRT Belgesel'de )




“Dövmenin Dili” belgeseli; bir yandan tarihin, inancın ve geleneğin bedenlere çizdiği/çizdirdiği şifrelere bakmaya; çözülen ve çözülemeyen anlamlarıyla, giderek kaybolan sembollerin dilini anlamaya ve belgelemeye çalışıyor. Öte yandan da, yıllar önce çizilen bu çizgilerin; günümüzde değişip dönüşerek mi, yoksa silinip yeniden çizilerek mi var olduğuna; genç bedenlere nasıl bir iz düşürdüğüne bakıyor.

Dövme, uzak zamanlardan bugüne doğru çizilen beden resimleridir. Kökeni tarihin derinliklerinde saklı bir sanat formu, sözsüz bir iletişim dilidir.
İşaret, harften eskidir ve dövmenin arkaik dilinde, sembollerin anlamı okunur. Binyıllar öncesinde yaşanan kültür ve inançların izlerini taşıyan dövme geleneği; acının, korkunun, sevincin, umudun, ama en çok da dileğin, insan bedenine bıraktığı derin bir izdir.

Dövme geleneği ve kültürü; dünyanın pek çok bölgesinde; kimi zaman yasaklanıp, kimi zaman kutsanarak; anlam ve amaç değiştirerek, günümüze dek sürmüştür.
Binyıllar öncesinden bugüne uzanan bu çizgiler; Anadolu’da, özellikle de Mezopotamya bölgesinde; Urfa, Viranşehir ve Mardin yöresinde; masalın, mitolojinin ve efsanenin dilini konuşuyor hala; solarak, silinerek…
Yaşlı bedenlerdeki uzak zamanların izleri, usulca silinirken; genç bedenlerde, yeni işaretler, yeni resimler beliriyor. 
Bu toprakların tarihine yabancıymış gibi görünen bu yeni şekiller; yüzünü batıya dönen yeni bir dil mi kuruyor kendine?
Kutsalın, inancın, dileğin geleneksel çizgileri; modern hayatın kaosuna denk düşen karmaşık, sert ve renkli beden resimleriyle- kullandıkları  semboller, hayattaki karşılıkları ve yükledikleri anlamlar açısından -ayrışıyor mu, buluşuyor mu? 
“Dövmenin Dili” belgeseli, bu soruların yanıtlarını arıyor.

Yönetmen………….Mihriban Sezen
Yapımcı……………..Mihriban Sezen- Yeşim Sönmez                              
Görüntü Yönetmeni……Yüksel Şıpka
Kurgu…………………………….Yusuf Şen
Yönetmen Yardımcısı……….Yeşim Sönmez-Pınar Nadide Okan
Özgün Müzik……………………Sinan Sakızlı
Metin Yazarı……………………Mihriban Sezen
Seslendiren……………………Tilbe Saran
Kamera Asistanı………………Selçuk Karaçam-Fatih Aksop-Doğan Yener Işık………………………………..Kadir Döner
Grafik Animasyon…………….Ahmet Yazıcı















Dövmenin Dili, 1 Nisan Pazar 20.05'te TRT Belgesel'de 




Tarihin, inancın ve geleneğin bedenlere çizdiği resimler, semboller, şifreler…
Bu şifrelerin hayattaki karşılıkları; çözülen ve çözülemeyen anlamları…
Genç bedenlerde beliren yeni resimler, yeni semboller…
Ve birbirine karışan bu çizgilerin, zamana bıraktığı izler..
“Dövmenin Dili” belgeseli, bu izleri anlamaya ve anlatmaya çalışıyor..


18 Mart 2012 Pazar

Bir Heves Tiyatro" hakkında ekibin düşünceleri

 


"Bulancak Sanat Tiyatrosu, 25 yıl boyunca perdelerini hiç kapatmadı. Son beş yıldır da her hafta düzenli olarak perdelerini Bulancak halkına açtı. Pazarcısı, tamircisi, sıvacısı, öğretmeni, fındık üreticisi yaşamın her kesiminden Bulancak insanı bu tiyatroyu oluşturdu.

Bu süreçte, cami kapısında imamla muhtarın kim daha fazla bilet satacak tartışmasına şahit olduk.

55 yaşında, ilk kez sahneye çıkan fındık üreticisi dostumuzun “şu sahne tozu sözünü hep duyardık, ama sahneye çıktıktan sonra ne meret şey olduğunu anladım. Artık ölsem de gam yemem, öleceksem de sahnede öleyim” sözüyle duygulandık.

Bulancak Sanat Tiyatrosu, bir Halk Tiyatrosudur.  Sağlam bir dünya görüşü ve sanatsal bakışla kendini yenilerken, değiştirirken aynı zamanda o şehrin insanlarını da yenileyip değiştiren bir tiyatrodur.

Biz, perdenin ardındaki ışığı, Bulancak halkının yarınlarını ışıtacak, aydınlık bir gelecek olarak düşündük. Bulancak Sanat Tiyatrosu’nun ışığını yarınlara iletecek olan da TRT’nin yaptığı "Bir Heves Tiyatro” belgeselidir. Bu belgesele emek veren herkese Bulancak Sanat Tiyatrosu ve Bulancak halkı adına teşekkür ediyoruz…"

Şahin ERGÜNEY
Bulancak Sanat Tiyatrosu Sanat Yönetmeni

Önce inanamadım. Eee bir yandan Şahin sevdiğim bir arkadaşım, Yok artık da diyemiyorum, dinliyorum sadece. O, ne kadar heyecenla anlatıyorsa, ben o kadar saçma buluyorum anlattıklarını, içten içe. Herhalde, diyorum yakında Halkevleriyle ilgili bir kitap okudu, diyorum-Köy Enstitüleriyle ilgili ya da. Bu arada sevgili Zühre zaten çekmeye karar vermiş meğer.Yüksel dünden razıymış olacaklara. Bir ben kalmışım. Gittik ki Bulancak, Karadeniz sahil yolu garabetinden en fazla etkilenen ilçelerden biri.
Sonra teker teker oyuncularla tanıştık. Normal şartlarda sadece otobüste, pazarda ne bileyim maçlarda filan bir araya gelebilecek topluluk.Sıvacısından çiftçisine, öğretmeninde pazarcısına, emeklisinden balıkçısına, değişik değişik insanlar. Benim hala aklım almıyor ama geldik bir kere.
Çalışmaya başladıkça, fikrim değişmeye başladı. Çocuğunu kucağına alıp, prova yapmaya gelenleri görünce etkilenmeye başladım. Sonunda geçen sezon oynadıkları oyunu izleyince, hepsinin sahne de devleştiğini gördüm. 25 senelik bir emeğin ürünü karşımdaydı ve bunun bir hevesten çok bir tutku olduğunu fark ettim. Oyuncular Bulancak halkından olunca, seyirciler de arkadaşlarını izlemeye geliyorlar.Ama bu öylesine bir izleme ki ; arkadaşlarının gönlünü almak için, zoraki bir izleyiş değil. Her Perşembe, salonun dolu olması sadece gönül almak şeklinde açıklanamaz. Bulancak Sanat Tiyatrosu 25 sene de bütün Bulancak halkını Türkiye'nin hiçbir yerinde olmadığı kadar tiyatro sever yapmış. Şimdi ben de Bulancak Sanat Tiyatrosunu anlattığımda, arkadaşlarımın "Yok Artık" diye düşündüklerini fark ediyorum bakışlarından. Evet rüya gibi, evet hayal gibi...
İzleyin bakalım siz ne diyeceksiniz...
Yüksel'cim daha uzun ve hoş bişey yazmak isterdim ama inan PC başında zor duruyorum. Marlon ve Hülya'yıda öpüyorum gözlerinden, kal sağlıcakla.

Fatih Cemal AKSOP
Sesçi

"Bir Heves Tiyatro" fikri nasıl doğdu?
- Karadeniz belgesel açısından tarihiyle, kültürüyle, insanıyla ve doğasıyla zengin bir malzeme. Yani objektifin gördüğü her nokta başlıbaşına bir belgesel konusu. Ben de bir Karadenizli olarak yörenin kültürel zenginliğini ele alan belgeseller hazırlıyorum. Son olarak hazırladığım BİR HEVES TİYATRO belgeselinin ortaya çıkış öyküsü de şu şekilde oldu. Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Şahin Ergüney Genel Sanat Yönetmenliğini yaptığı Bulancak Sanat Tiyatrosu’nun  25 yıla dayanan geçmişinden bahsetmişti. Karadeniz insanının mizaç olarak tiyatro sanatına eğilimi vardır diyebiliriz. Ama tabiî ki bu bahsettiğim profesyonel anlamda tiyatro değil. Burada anlatım gücü yüksek, doğaçlama yeteneği ve espri anlayışı olan insanlara sıklıkla rastlamak mümkün. Ama Bulancak’ta 25 yıl hiç ara vermeden, tüm özverisini ortaya koyan bir amatör topluluğun varlığı ilginç geldi bana. Böylece tiyatro üyelerinin günlük yaşantılarından, mesleklerinden yola çıkarak sahneye uzanan öykülerini anlatmak istedim.

Sizi Bulancak'a çeken şey neydi?
- Orada öyle bir aktivite var  ki bence dünya çapında tanıtımı hak ediyor Bulancak Sanat Tiyatrosu…Yoktan var eden, yaratıcı, akıllı ve yetenekli topluluk üyeleri, hiçbir ekonomik çıkar gözetmeksizin ekmek teknelerinden çıkıp yorgun argın kendilerini sahneye atıyorlar. Hem eğleniyor hem öğreniyor, hem eğlendiriyor hem de öğretiyorlar. Bence işte bu noktada gerçek alkışı hak ediyorlar. İlgiye değer…

Zühre GÖKAĞAÇ
Yapımcı, Yönetmen

Çalışmaktan büyük haz aldığım bir proje. Dileğim bu güzel insanların en kısa sürede çok istedikleri kendilerine ait bir tiyatro salonuna kavuşmaları... Sizlerden isteğim bu oluşumun mümkün olan en çok insanla buluşturmanız. Saygılarımla...

Yüksel ŞIPKA
Görüntü Yönetmeni
http://www.yukselsipka.com



Belgeseli izleyebileceğiniz web adresi;
http://www.yukselsipka.com/belgesel/birhevestiyatro.html